Şimşek Başarabilecek mi?

Ekonominin geleceği hem hepimizin hayatını, hem siyasetin geleceğini hem de ülkemizin kaderini belirleyecek. Zorlu bir dönemden geçiyoruz. Hayat iyiden iyiye zorlaştı. Geçim koşulları ağırlaştı. Şu anda hepimiz bedel ödüyoruz. Bir avuç mutlu azınlık hariç. Ve uzun bayram tatilinden çıktığımız bugünden itibaren yeni tedbirler, yeni kararlar, yeni uygulamalar hayatımıza girecek. Ekonomi yönetiminin üzerinde çalıştığı paket Meclis’e geliyor. Zorluklar daha da artacak. Soru şu: Bu fedakarlıklardan sonra BAKAN ŞİMŞEK BAŞARABİLECEK Mİ? Ekonomiyi düze çıkarabilecek mi? Enflasyonu düşürüp, istikrarı sağlayabilecek mi? Yani ödediğimiz bedele, yaptığımız fedakarlığa değecek mi?
Göreceğiz.
Önümüzde 1.5/ 2 yıllık süreç var. Toplum buna dayanabilecek mi? Siyaset buna sabredebilecek mi? Ve bu sürecin politikaya yansıması nasıl olacak?
Durumu net görmeli ve gerçekleri kabullenmeliyiz.
Şimşek göreve geldiğinde durum zannedilenden çok daha kötüydü. Şimşek de bu kadar kötüsünü beklemiyordu. Rezervler erimişti. Mali tablo bozulmuştu. Yapılması gereken çok iş vardı.
Peki ne olmuştu da bu noktaya gelmiştik?
Hatalı tercihler, yanlış politikalar, popülist uygulamalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o meşhur ‘sebep/sonuç’ teorisi, talimatla faizin ineceğini zannetmesi, ‘eriyen rezervler, söz dinlemeyen bakan ve bürokratların, MB başkanlarının görevden alınması, gözleri ışıldayan bakanın KKM’si vs vs…

Başka şansımız var mı?
Tablo ağırdı. Erdoğan’dan durumu gizlemişlerdi. Gerçekleri öğrendiğinde Şimşek’e mecbur kalındı. Başka çare yoktu.
Ve dünyaya bağlanmamız şarttı. Yeniden. Küresel sisteme dahil olmak, dünya dilini konuşmak, Londra ve New York’un desteğini almak ve güven kazanmak zorundaydık. Gri listelerden çıkmaktan başka şansımız kalmadı.
Şimşek bir süredir ekonomiyi soğutmaya çalışıyor. Piyasadaki fazla parayı çekmeye, tüketime dayalı modeli bitirmeye ve sonuçta enflasyonu düşürmeye odaklandı.? Fiyat istikrarını sağlamak öncelikli hedef. Şimşek; şimdiki MB Başkanı Fatih Karahan’a çok güveniyor. Ona kefil. Şu ana dek Erdoğan’ın tam desteğini de almış durumda. Bundan sonrası önemli, kritik. Fedakarlığı kim yapacak? Vergide adalet sağlanacak mı? Tedbirler alınırken işin kolayına mı kaçılacak? Fedakarlığı yoksul halk kesimi mi yapacak yoksa garantili projelerin müteahhitleri mi? Ek vergileri kim ödeyecek? Mesela milyonlarca liralık vergi borçları silinenler elini cebine atacak mı? Tasarrufu kim yapacak? Memur/emekli/işçi mi?

Halkı ikna etmek istiyorsanız
Kamudaki şatafat bitecek mi? Özel uçak filoları, lüks araç konvoyları ne olacak? Diyanet su gibi para tüketiyor. Her gün 262 milyon lira harcıyor. İngiltere’de milyarlık cami yaptırmış. Saraylara külliyelere para yetişmiyor.
Samimiyet ve ciddiyet buradan anlaşılacak. Halk ancak böyle ikna olur.
Yani siyaset, özellikle iktidar bu programa ne kadar alan açacak?
Kendi adıma bu programın başarılı olmasını istiyorum. Bunun üreteceği siyasal sonucun kime yarayacağı ile ilgili değilim. 14 Mayıs’ta seçimi CHP kazansaydı bugün Şimşek’in yaptıklarını CHP uygulamak zorunda kalacaktı. Enkazı CHP kaldıracaktı; bedeli de CHP ödeyecekti. Şimdi AK Parti o siyasal bedelle karşı karşıya. Yerel seçim bunun işaretiydi.
Şimşek umalım ki; Ekonomiyi kurtarsın. Zira ekonomi memleket meselesi. AK Parti’nin ne olacağı ise siyasetin konusu. Halk versin kararını. Seçim muhtemelen 2027’de yapılacağına göre toplamda 25 yıllık bir iktidar
ömründen bahsediyoruz. Çeyrek asır. 30 yıla uzayacak kredi alabilecekler mi yoksa bir hikayenin sonuna mı geldik, anlayacağız.